Kemerli Kaçkar Dağı Kış Zirve Faaliyeti

FAALİYETİN ADI: Kemerli Kaçkar Dağı Kış Zirve Faaliyeti 

TARİHİ: 27 – 29 Şubat 2024 

LİDER: Mikail GENÇ 

FAALİYET SORUMLUSU: Tufan İŞKÜZAR 

RAPORTÖR: Ayşenur ALBAYRAK  

 

FAALİYETE KATILANLARIN LİSTESİ: 

  1. Mikail GENÇ 
  2. Tufan İŞKÜZAR  
  3. Ayşe Betül DURAK 
  4. Zirve KALKINÇ 
  5. Ayşenur ALBAYRAK  
  6. Nazire Şeyma YILMAZ 
  7. Zehra ERUL 
  8. Asena Ceren AĞIRMAN 
  9. Hayrunnisa ÖRDEK 

 

TIRMANILAN ROTA: Avusor Gölü Klasik Rota 

RAKIM: 3562m 

ZİRVE HAREKET SAATİ: 29 Şubat 02.30 

ZİRVE: 

KAMP ALANINA DÖNÜŞ: 29 Şubat 12.00 

HAVA DURUMU: Hava açık, zaman zaman rüzgarlı 

YEMEK DURUMU: 2 +1 Gün 

TEHLİKELER: Kamp alanına giden yolda çığ ve heyelan riski, Klasik rotada çığ riski ve çığ parkuru 

YOL ÜZERİNDE DÜŞEN ÇIĞLARIN HARİTADAKİ KONUMLARI: https://maps.app.goo.gl/mLkrwNWToUNBcXw46

Bu noktalar bizim gördüğümüz noktalardır.

KULLANILAN MALZEMELER:  Kask, Emniyet Kemeri, Karabina, Yarım İp, Kazma, Krampon 

  • Kar Plakası, Kar Çubuğu, Çığ Sondası, Göbek Bağı, Yardımcı İp ( Kullanılmadılar )

ULAŞIM: 

Trabzon – Rize  Otobüsü, 25 TL 

Rize – Ayder Dolmuşu, 140 TL 

Ayder – Rize Dolmuşu, 180 TL 

Rize – Trabzon Dolmuş, 75 TL 

Toplam kişi başı ulaşım ücreti 420 TL 

 

GÜNLÜK FAALİYET DÖKÜMÜ: 

27.02.2024 

26 şubatta faaliyete son an dahil olduğum için her şey benim için çok çabuk gelişmişti. Çadır arkadaşlarımla yapacağım alışveriş, malzeme teslimi, alınan çığ riski haberi derken her şey çok yoğun geçiyor ve beni sürekli acaba gitmekte doğru bir karar mı aldım diye düşündürüyordu. Neyse ki özellikle küçük kardeşimin desteğiyle toplanıp sıkışık bir zaman diliminde faaliyete hazırlanabildim. 

 

Sabah 8 civarı Rize otobüsüne binebilmek için Moloz’da ekiple buluştuk. Otobüs 8.15’te duraktan hareket etti. Trabzon Forum’a geldiğimizde Betül’de otobüse bindi ve 9 kişilik ekibimiz tamamlanmış oldu. Bir arkadaşımızın kendine has neşesi ve bol kahkahaları sayesinde tam 8.37’de muavinin bizi uyarmasıyla utanıp sohbetimizi yarıda kestik ve geri kalan yolda biraz kestirdik. 

 

 

Saat 09.35’te Rize’nin meşhur çay bardağı heykelini görmemizle otobüs yolculuğumuz sonlandı. Kahvaltı yapabilmek için Zirve’nin yönlendirmesiyle Tostçu Yaşar’da kahvaltı yapıp ihtiyaçlarımızı giderdik. İşlerimizi halledip Ayder’e gidecek araca doğru yürüdük ve 11.00’de aracımız hareket etti. 13.15’te Ayder’e vardık. Ayder’de hava bunaltıcı derecede güneşliydi. İlk iş olarak üstümüzdeki fazlalık kıyafetlerden kurtulduk ve jandarmaların yanına cam balkona gittik. Jandarmalar, bizi bölge hakkında bilgilendirip olası tehlikelerden bahsettiler. Gerekli işleri hallettikten sonra jandarmaların yanından ayrıldık. 13.50’de kamp alanına doğru yürüyüşümüz başladı. 

 

Yer yer gördüğümüz su kaynakları yanında mola verip ilerliyorken 14.30’da Yolumuz iyice karla kaplandığı zaman FL’nin söylemesiyle tozlukları takıp 15 dakika ihtiyaç molası verdik. 16.25’te Serinyer dağ evini biraz aştıktan sonra geçeceğimiz yolun üstüne çığ düştüğünü gördük. Yığılan karda iz açmak için hafif ve batmayacak birisi gerekiyordu bu yüzden Tufan beni önden gönderip karın geçilip geçilmeyeceğinden emin oldu. Çığ düşeli uzun zaman olduğundan kar sertti ve iz açmaya el verişliydi. Yolun bu kısmından itibaren akşam konaklayacağımız yere kadar Tufan, Mikail ve ben dönüşümlü olarak karda iz açarak ilerledik. 18.15’te bir çığ parkuru ve hemen arkasından heyelan düşmüş yoldan temkinli bir şekilde geçtik. 

 

 

 

19.00’da Mikail ve Tufan’ın gözüne kestirdiği iki dağ evine doğru hangisi geceyi geçirmek için daha uygun olur diye bakmak için iki gruba ayrıldık. Zirve, Tufan ve benim baktığımız evden vazgeçip diğerlerinin yanına geceyi geçireceğimiz dağ evine gittik. Ayder’den beri peşimize takılan köpeğin (Çomarbaş’ın) önceden dağ evine girip 40 yıllık sahibiymiş gibi davranışını gördüğüm zaman biraz da olsa günün yorgunluğu üstümden atıldı ve rahatlayıp gülümsedim. Vakit kaybetmeden yerleşmeye başladık ki Tufan’ın “Son bir saattir iz açıyorum. Psikolojim bozuldu.”  diye söylenerek Betül’e pansuman yaptığını gördüm. Betül eve girerken buzda kayıp elini yaralamıştı. 

 

 

 

Günün sonuunda kızlar olarak görevimizi yerine getirdik ve yemekleri yaptık erkekler ise kampa su kaynatma görevini üstlendi. Yemeği yemiş işlerimizi halledip tulumları açmıştık ki erkekler dağ evinde küçük bir oda buldular. Tabii ki centilmence bir tavırla küçük ve gece sıcacık olacak odada kendileri yerleşip bizi büyük odada bıraktılar. FL, sabah 07.00’de hazır ol saati olduğunu söyledi derken saat 22.00 olmuş herkes tulumlarına girmiş günü bitirmeye hazırlanıyordu. 

 

 

 

28.02.2024  

Sabah etrafımdaki seslerle gözlerimi açtım. Dün dağ evine kadar yürüdüğümüz 10 km yolun yorgunluğu ve sabahın ayaz soğuğu tulumlardan zar zor çıkıp hazırlanmamızı sağladı. Bir şeyler atıştırdık ve su kaynatıldı. İşlerimizi hallettik ve 07.35’te göle doğru yürümeye başladık. Artık geçeceğimiz yerlerde eğim fazla ve çığ riski yüksek olacağından güneş kızdırmaya başlamadan gölün yanına çabucak gitmek istiyorduk. Tüm yorgunluğumuza rağmen temkinli ve hızlı bir şekilde ilerledik. 

 

08.34’te çığ parkurundan geçip. Saat 10.00’da çanağın oradan teker teker dikkatlice geçtik. Yolun geri kalanında hem eğim artmış hem karın seviyesi yükselmişti. Artık kara batmamız daha kolay oluyordu. Güneş iyice kızdırmaya başlamıştı ne kadar durmak istemesekte arada molalar vererek ilerliyorduk. Sonunda 11.24’te kamp alanına ulaştık. 

 

 

 

Dinlenip FL’nin çadır atacağımız yeri gösterdi. 1 ve 2. Gruplar olarak kampın çadırlarını kurup düzenledik. 12.45’te işlerimiz hallolmuş ve serbest zaman verilmişti. 

 

 

 

Verilen serbest zamanda bolca fotoğraf çekilip eğlendik. Tehlike riski olmayan yerlere gidip etrafı keşfettik. 

 

 

Tufan dağların fotoğrafını çekerken Kemerli’nin hangi dağ olduğunu göstermesini ve daha önceki tecrübesine dayanarak rotayı anlatmasını istedim. Bir yandan parmağıyla işaret ettiği yerlere bakıyor bir yandan verdiği bilgileri dinliyordum. Daha sonrası birler de bize katıldı. Hem Tufan’ın dağ hakkında verdiği bilgileri hem de dağdaki anılarını dinledik. Daha sonra Mikail’in kampa hazırladığı ve tüm herkesin midesinde çiçekler açtıracak pudingi yedik. Yorgunluğumuza rağmen öğleden sonra güzel vakit geçirmiştik. 

 

 

Betül’ün rahatsızlığı dolayısıyla zirveye gelemeyeceği kesinleşti ve Mikail, zirveye gidecek çantalardaki malzemeleri dağıttı ve hazır ol saatinin 02.00 olduğunu söyledi. Kızlar olarak bir çadırda akşam yemeği yedikten sonra zirveye gidecek eşyalarımı hazırlayıp saat 20.00 civarları uyudum. 

 

 

 

29.02.2024 

01.00’de üşüyerek uyandım. Biraz tulumda bekledikten sonra hazırlanmaya başladım. Zirve’nin kramponundaki teknik sorundan dolayı ve daha fazla zaman kaybetmemek için Mikail bizimle gelmemesine karar verdi. Grup arkadaşımın zirveye gelemeyeceğine üzülsemde vakit geçiyordu ve gitmemiz gerekiyordu. Kendime hazır olmam gerek diyerek 2.30’da ip birliğine girip zirve için yola koyulduk. 

 

 

Hava ayaz ve rüzgar kendini belli etmeyecek kadar azdı. 2.40’ta Mikail liderliğinde klasik rotaya giriş yaptık. Üstündeki karın çoğunun düşmüş gözümüze en güvenli yer olarak belirlediğimiz kayaların yakınından ilerliyorduk. Mikail’in vücut ağırlığı ve karın yapısıyla adımları kara az da olsa batıyordu. Çıktığımız eğimi göze aldığımızda bu iz açmasını zorlaştırıp daha çabuk yorulmasını sağladı. İlerlerken buz tutmuş yerlerde kara batmadığım için dinlenmiş hissediyor ve her adım attığımda ayağımdaki krampona olan güvenim daha da artıyordu. 

 

Eğimin sonunda sağa sapacağımız ‘bel’e geldiğimizde saat 5.15’ti. Buraya kadar 3 kez 10 dakika mola vererek gelmiştik burada da 15 dakika dinlenip yola devam ettik. Artık kar kayaları kapatmıştı yürüdüğümüz yol her adımda üstümüze düşebilecek olası bir kar kütlesinin tetikleyicisi olabilirdi. 

 

Saat 06.20’de çanağın yakınlarında durup 10 dakika dinlendik. Çığ riski olan bölgeye girmeden ip birliğinden çıktık. Benim karda çok batmayacağım ve bir kaza olması durumunda Tufan ile Mikail tecrübeli olduklarından ben önden ilerledim. 30’ar adım uzaklıkla ardımdan Tufan ve Mikail’de geldi. 06.50’de riskli bölgeden çıkmıştık. Güvenli bir bölgeye geçip 10 dakika mola verdik ve yeniden ip birliğine girdik. Artık gideceğimiz rotanın eğimi tekrar artmıştı. Bir yandan da hava aydınlanmaya başlıyordu. 

 

Saat 8.30 olmuştu. Artık bastığımız kara iyice batmaya başlamıştık ki bir kar tabakasının yarısının düşmediğini gördük. Tufan çığ testi yaptı ve tabakalar sağlam olmayıp kaydılar. Ben de kayaya yakın taraftan iz açılıp açılmayacağına baktım ama her sağlam adım atmaya çalışımda kara daha çok batıyordum. Karın, üst tabakası 2 – 3 santimlik sert kardı. Diğer kısımları ise beni bile belime kadar batırabilecek derinlikte toz kar. FL bu şartlar altında zirve yapılmayacağını söyledikten sonra bir oylama yapıldı ve saat 08.50’de zirve yolunda 3365 metreden dönüş kararı aldık. 

 

 

09.15’te yine çığ parkuruna geldiğimizden ip birliğinden çıktık. Parkuru yine 20 dakika gibi bir sürede geçip yeniden ip birliğine girdik. Artık güneş kendini göstermiş ve yavaştan sıcaklığını hissettirmeye başlıyordu. Hepimiz kamp alanına çabuk ve güvenli bir şekilde inmemiz gerektiğini bilerek yola koyulduk. Eğime geldiğimizde ise farklı iniş tekniklerini kullanarak indik. 12.00’de dönüş yolunda başımıza bir şey gelmeden kamp alanına ulaştık. 

 

Kamptakiler, su ısıtmış ve bize atıştırmalık bir şeyler getirmişlerdi. Açlıktan daha çok geri dönüş yolunda suyumuz bittiği için çok susamıştık. İçtiğimiz su 9 saatlik yürüyüş sonrası bize çok iyi gelmişti. 

 

Akşama kadar Ayder’e ulaşıp araca binmemiz gerekiyordu aksi takdirde 1 gün daha kamp atmak zorunda kalacaktık. Herkesin evine sıcacık yataklarına dönmek istediği aşikardı bu yüzden biraz dinlenip hemen hazırlanmaya başladık. Saat 13.20’de Ayder’e doğru yola koyulduk. Küçük molalar ile 14.50’de ilk gece kamp yaptığımız dağ evine geldik. Dağ evinin yan tarafında Betül’ün bize yerini göstermesiyle bir su kaynağından su aldık. Hepimiz bu güneşli havada kar eritmek ile uğraşmadan temiz ve soğuk su içebildiğimiz için çok mutlu olmuştuk ki Zirve daha hızlı su alabilmek için başka bir su yolu açmaya çalışıp tüm suyu çamura bulandırdı. Suyun tekrar temiz akmasını beklemekten vazgeçip evin balkonunda dinlenmeye gittim. 

 

 

15.50’de toparlanıp dağ evinden çıktık ve Zirve’nin iz açmasıyla tekrar Ayder’e varmak için yürüyüşe başladık. 

 

 

 16.10’da gelirken geçtiğimiz heyelanın bulunduğu arazideki karlar erimiş toprakla karışık çarşak zemin iyice belli olmaya başlamıştı. 

 

 

Heyelanın hemen ardından çığ parkurundan temkinli bir şekilde geçtik. 

 

 

Yerdeki karlar Avusor’a çıktığımızın aksine zemindeki kar buz tutmaya başlamıştı bile. Gelirken sesini bile duymadığımız yolun kenarındaki karla kaplı derenin suyunu görmek şaşırtıcıydı. Hepimiz dönüş yolunda sadece bir günlük güneş bile karın yapısını ne kadar değiştireceğini kendi gözlerimizle görmüş olduk. Taş düşme riskinin olduğu yola geldiğimizde tehlikeli bölgeden çıkmak için adımlarımızı iyice hızlandırdık. 

 

 

Saat 18.10’da taş düşme riskinin olduğu bölgeden çıkmıştık. Ağaçların arasından Ayder gözükmesiyle içim rahatlamıştı ve sonunda telefonlarımızın çekmeye başlamıştı. Bizi merak eden insanlara iyi olduğumuzu bildirip yürümeye devam ettik. 

 

Cam balkona ulaştıktan sonra eşyalarımızı kenara koyup aracı bekledik. Kısa zaman sonra araç gelmişti eşyalarımızı yerleştirip zirve yolunda bile yanımızdan ayrılmayan Çomarbaş ile vedalaştık. 18.46’da araç Rize, Merkez’e gitmek üzere hareket etti. 

 

 

1 saat 20 dakikalık  yolculuktan sonra Trabzon’a gidecek dolmuşların kalktığı otogara geldik. Saat 21.00’de dolmuş hareket edecekti. Daha zamanımız vardı. FL, faaliyet toplantısını yapmaya karar verdi. Toplantı araç kalkmadan yapıldı ve faaliyet sonlanış oldu. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir cevap yazın